Keçiboynuzunun şifası yüzyıllar öncesi döneme dayanmaktadır. Ülkemizde birkaç yüz yıl öncesinde tatlı yapımında keçiboynuzu kullanılmaktayken malesef günümüzde rafineri sağlıksız şeker kullanılmaktadır.
Lokman Hekim Anadolu'nun güneyine hastaları tedavi etmek için gider, keçiboynuzu ağaçlarıyla örtülü olduğunu görünce yanında bulunanlara; "Buranın insanlarının bana ihtiyacı olmaz" der ve geri döner.
Keçiboynuzu sütten 3 kat daha fazla kalsiyum içermesi ile gelişim çağındaki çocuklar da kemik, boy gelişimine katkı sağlar.
Yaşlılık ve menopoz ile başlayan kemik erimesine karşı fayda sağlar. Kemikler için tam bir şifa deposudur. Kalsiyum ihtiyaçlarının karşılanmasında çok iyi bir destekleyicidir.
Prof. Saraçoğlu, “Keçiboynuzunun içerdiği gallik asitin insan sağlığı üzerinde öylesine çok yönlü özellikleri olan bir madde olduğunu belirtiyor.
Gallik asitin özellikleri:
Analgesic/ağrı kesici,
Antiallergenic/alerjiye karşı, Antiasthmatic/astıma karşı, Antibacterial/bakteri yok edici, Antibronchitic/bronşite karşı, Antihepatotoxic/karaciğeri toksinden arındırıcı,
Antioksidant/serbest radikalleri yok edici,
Immunostimulant/bağışıklık sistemini güçlendirici,
Antiviral/mikroplara karşı,
Antiseptic/antiseptik